Venüs Gezegeni Kolonileşmek için Daha Uygun!
Kolonileşmeyi her düşündüğümüzde, ilk düşüneceğimiz yerler Ay ve Mars’tır. Değil mi? Konuya açıklık getirmeye başlayalım. Venüs, yüzeyi inanılmaz derecede zor yaşam koşullarına sahip olmasına rağmen, aslında kolonizasyon için Mars’a kıyasla daha iyi bir hedef olabilir. Venüs bulutlarında kümeleri ayrıştırmak mümkün, aynı zamanda Venüs gezegeni güneş sistemindeki Dünya benzeri koşullardan bazılarını sunuyor.
Venüs: Sıcak, zehirli, cehennem gibi bir gezegen … ev ve yaşam kurmak mı?
Güneş sistemimizin ikinci gezegeni olan Venüs, düpedüz korkunç bir yer evet. Atmosferi neredeyse tümüyle karbondioksittir, sülfürik asit yağmuru üreten bulutları saymıyoruz bile. Yüzeyi, yeryüzüne kıyasla çok daha büyük volkanlar tarafından kesilmiş, sisli, sarı bir çölden bahsediyoruz. Ortalama yüzey sıcaklığı 460 dereceye ulaşabilir. Ancak bu kabul edilemez koşullara rağmen, Venüs, güneş sistemimizde insanların yerleşmesi için en iyi noktalardan biri olabilir.
Cehennem Gibi Bir Gezegende Hayat Kurmak
İlk bakışta nasıl gözüktüğünü bir kenara bırakırsak, Venüs, güneş sistemimizdeki diğer gezegenlere kıyasla Dünya’ya oldukça benzer. Öyle ki, Sabah Yıldızı bazen Dünya’nın “kız kardeşi gezegeni” olarak adlandırılır. Yerçekimi oranı, Mars’ta ~% 38 iken Venüs’te bu oran Dünya’daki gibi% 90’dır, yani kaslarımız atrofiye olmaz ve kemiklerimiz düşük yerçekimli ortamlarda olduğu gibi kireçlenmez. Kabaca Dünya ile aynı büyüklüktedir ve güneş çevremizde bulunan en yakın gezegendir.
Bütün bu saydıklarımız, Venüs’ü gelecekteki kolonileştirme için cazip bir hedef haline getiriyor, peki yukarıda belirtilen tüm bu ölümcül özelliklerden ne haber? Hayatı karbondioksit dolu bir ortamda, susuz ve inanılmaz sıcağın altında geçirirken kendimizi hayal etmek zor. Söylemeye gerek yok, eğer yüzeyinde durursanız, Venüs atmosferinin ağırlığını hayal etmek isteyenlerimiz için su altında yaklaşık 1 km kadar derinliğe daldıklarını düşünmelerini söyleyebiliriz. Venüs yüzeyinin acımasız olduğu iddiasını tartışmaya gerek yok haklısınız. Bu yüzden Venüs’ün yüzeyinde bir yaşamı düşünmüyoruz.
Bunun yerine size daha ilginç bir fikirden bahsedelim. Varsayımsal bir Venüs kolonisi yüzeyin yaklaşık 50 km üzerinde yüzen balonlarla askıya alınarak bir yaşam kurulabilir. Bu çok uzak görünüyor, ama tamamen bilim kurgu değil. Venüs yüzeyinin üstünde yaşamakla ilgili birçok zorluk olsa da, birçok yönden Venüs’ün bulutlarında bir koloni kurma kbunu Mars yüzeyinde yapmaktan çok daha kolay olurdu. İşte nedeni.
Bulutlarda Kurulu Bir Cennet
Venüs’ün üst atmosferinde, basınç yaklaşık 1.000 hPa civarındadır. Evet doğru tahmin ettiniz bu rakam Dünyamızda deniz seviyesi basınç değeri olan 1.013 hPa’ya son derece yakın. İnsanların yaşamını sürdürmesi ve uyumu açısından son derece uygun olan bu koşullar, gök yüzünde zeplin içerisinde asılı durumda yaşamımıza devam ederken içerideki ve dışarıdaki basınç oranları birbirine çok yakın olacağı için oluşabilecek olası hasarların etkisi ciddi oranda azalacaktır. Bir benzetme yapmamızı isterseniz, uçuş sırasında bir uçağın pistte hareket halindeykene kapısını açtığınızı düşünebilirsiniz.
Bu nitelikler, bir insanın soluduğu ve sülfürik asit bulutlarından korunacak havaya sahip olduğu sürece, yaşam alanı içerisinde mutlu bir şekilde hayatına devam edebileceği anlamına gelir. Asit yağmuru bir problem gibi gözükebilir, ancak politetrafloren gibi Teflon olarak da bilinen ve aside dayanıklı kolayca üretilebilen malzemeler şüphesiz ki Venüs’te yaşayanlar için büyük önem kazanacak.
Peki ya su? Venüs’te ne yazık ki çok az bulunuyor. Ancak sülfürik asitten yapılmış ölümcül bulutlar da bu anlamda bir fırsat sunuyor. Sülfürik asit, hidrojen, sülfür ve oksijen moleküllerinden oluşur. Elektroliz yoluyla, bu moleküller su oluşturmak için ayrılabilir ve yeniden birleştirilerek atık ürün olarak sadece kükürt elde edilir. Oksijene gelince, Venüs, nefes alabilen hava ve yiyecek üretmek, bitki yetiştirmek için kullanılabilecek bol miktarda karbondioksit ve azot içerir.
Venüs’ün atmosferi aynı zamanda zamanla insan beynini bulandırabilen ve yiyecekleri, toprağı ve hemen hemen her şeyi ışınlayabilen kozmik radyasyondan koruma sağlayacaktır. Mars, maalesef, bu faydayı sağlayamayacak kadar ince bir atmosfere sahip.
Tam Ölçekli Kolonileşme
Venüs’ü insanlı misyonlar yoluyla keşfetmenin mümkün olduğunu bilmek güzel, ancak gezegenler arası türler olma ve bir koloni kurma uzun vadeli hedefimiz daha zor olmalı. Tüm şehirlerin Venüs bulutlarında yüzmesi için bir asansör oluşturmak, çok büyük bir mühendislik harikası gibi görünüyor. Bu konu son derece zor görünüyor, ama üzülmeyin probleme çözüm üretmek sanıldığı kadar zor değil.
İnsan kolonilerinin Venüs’teki fizibilitesini inceleyen bir NASA bilim adamı ve bilim kurgu yazarı olan Geoffrey Landis, gezegenin yüzeyinin yaklaşık 50 km üzerinde yüzen bir kenti inşaa etmenin nispeten kolay olacağını açıkladı. Venüs’ün atmosferi çoğunlukla karbondioksit olduğundan, şu anda soluduğunuz normal hava olan oksijen ve nitrojen karışımı gerekli asansörü kolayca oluşturabilir. “Bir kilometre çapındaki küresel 700.000 ton kaldıracak – iki Empire State Binası gibi düşünebilirsiniz. Landis, iki kilometrelik bir çaptaki altı milyon tonu kaldırabileceğini ” ekliyor.
Dahası Landis, “Venüs’ün bolca boş alanı var. Her biri yüz binlerce insandan oluşan bir yaşam alanı, Venüs atmosferinde asılı şekilde yaşam sürmek için yerleştirilebilir.”
Tabii ki, bunların hiçbiri yakın zamanda gerçekleşmeyecek. Bu koloninin teoride işe yaramasına rağmen, yine de Venüs hakkında daha fazla şey öğrenmemiz gerekiyor. Mars gezegenlerarası araştırmamızdaki ilgi odağını ele geçirirken, Venüs gezegeni üzerine yapılan araştırmaların bir çoğu onlarca yıl önce Sovyet sondaları tarafından yapıldı.
Ay ve Mars üzerinde kolonileşme üzerine konuşurken Venüs’ü aklınızdan çıkartmayın.
İlginizi çekebilir:
Mars Toprağı Altından Ucuz
Uzay Madenciliğinin İlk Durağı: Ay
Evrende Gerçekten Yalnız Mıyız?
Bilim İnsanları Yıldızların Sayısını Hesapladı