Buzul Gezegen Uranüs
Güneş sistemimizin 7. gezegeni olan Uranüs 1781 yılında Willem Herschel tarafından keşfedilmiştir. Bu gezegen eskiden gözlem yapan bilim insanları için fazla loştur. Ayrıca teleskopla görüntülenen ilk gezegen olma özelliğini taşımaktadır. İlk keşfedildiği zamanlarda Uranüs’ün bir kuyruklu yıldız veya yıldız olduğu düşünülmekteydi. Gezegen mavi yeşil tonlarında bir renge sahiptir.
Uranüs’ün ilk görüntüleri Hubble uzay teleskopu tarafından 1998 yılında alınmıştır. Güneş sistemi içerisinde yer alan gezegenlerin nasıl oldukları konusunda günümüzde çalışmalar sürmektedir. Uranüs güneş sisteminin 7. gezegeni olma özelliğine sahiptir. (gezegenler nasıl doğar) Alınan verilere göre bu gezegen çok soğuk ve rüzgârlıdır. Bu gezegenin 13 halkası ve 27 uydusu bulunmaktadır. Ayrıca güneş sisteminin 3. büyük gezegenidir. Uranüs’te tıpkı diğer gezegenler gibi 4,5 milyar yıl önce kütle çekim etkisi ile toz ve gazlardan buz devine dönüştüğü ve 4 milyar yıl öncede komşusu Neptün gibi Güneş’ten uzaklaşarak 7. Gezegen olduğu tahmin edilmektedir.
Uranüs 25,362 km’lik çapıyla Dünya’dan 4 kat daha geniştir. Ortalama olarak 2,9 milyar km. uzaklığıyla bu gezegen Güneşten yaklaşık olarak 19,8 astronomik bir uzaklığa sahiptir. (1 Astronomik birim 150 milyon km’dir) Güneş’ten Uranüs’e ışığın ulaşması 2 saat 40 dakika sürmektedir. Diğer bir ifadeyle bu uzaklık Dünya ile Güneş’in arasındaki uzaklıktan 19 kat fazladır.
Uranüs’ü diğer gezegenlerden kıyasla daha fazla gizemli tutan şey ise yörünge üzerine paralel bir biçimde yatık durmasıdır. Yani gezegen yaklaşık olarak 98 km’ye yakın bir eğiklikle Güneş’in çevresinde dönmektedir. Ayrıca aynı sebepten dolayı Uranüs’ün kutupları 42 yıl boyunca aralıksız aydınlık kalmakta ya da 42 yıl boyunca aralıksız karanlığa dönüşmektedir. Buna yol açan unsur kesin olmamakla birlikte gezegenin oluşumu sırasında meydana gelmiş ciddi bir çarpışma ihtimali üzerinde durulmaktadır. Bu olaya farklı bir açıdan bakacak olursak eksenindeki eğiklik bir kutbun 21 yıl boyunca ışık almasını sağlarken diğer kutbun ise 21 yıl boyunca karanlıkta kalmasını sağlamaktadır. Güneş ve çevresinde bir tam dönüşü 84 dünya yıl olmaktadır.
Uranüs’ün Dünya’ya uzaklığı çok fazladır. O yüzden yeryüzünden teleskopla görüntülemek ya da detaylı fotoğraflarını almak oldukça zordur. Gezegenin kütlesinin yaklaşık olarak %70’i buzdan ibarettir. Bu yüzden buz devleri statüsünde değerlendirilir. Fakat böyle bir durum gezegenin katı bir yüzeye sahip olduğu anlamına gelmez. Gezegenin yapısı ağırlıklı olarak helyum ve hidrojen ve daha az oranda metan, su ve amonyak içermektedir.
Uranüs’ün keşfedilen 27 adet uydusu bulunmaktadır. Bunlar; Umbriel, Ariel, Oberon, Titania, Miranda’dır. Gezegen uydusu bakımından Jüpiter ve Satürn’den sonra 3. sırada gelmektedir. Ayrıca gezegen Satürn kadar belli olmasa da koyu ve ince renkli halkalara da sahiptir. Uranüs güneş sisteminde bulunan iki buz dev gezegenden bir tanesidir. (Diğer gezegen Neptün’dür) Bu gezegenin %80’i sıcak, yoğun ve buzlu maddelerden oluşmaktadır. Bunlar su, metan amonyaktır. Bu maddeler erimiş bir biçimde bulunan ağır bir çekirdek üzerinde bulunan, çekirdek çevresinde sıcaklık yaklaşık olarak 4,982°C’ye kadar çıkabilmektedir. Bu aşırı sıcaklık mantonun (Manton: Litosferin altında 700 km derinliğe uzanan kuşaktır) üzerindeki atmosferin ağırlığından kaynaklanan dev bir basıncın etkisiyle kaynamadığı ve bunlarında elektriksel iletken olduğu ayrıca gezegenin manyetik alanını oluşturduğu tahmin edilmektedir.
Uranüs komşusu Neptün’den daha büyük olmasına rağmen yoğunluk olarak Neptün’den daha az yoğundur. Hatta güneş sisteminde Satürn’den sonra ikinci en yoğun gezegendir. Uranüs mavi-yeşil rengini atmosferindeki metandan alır. Güneş ışığı atmosferden geçerek yüzeye çarpar ve oradan da metan bulutlarına yansır. Metan güneş ışınlarının kırmızı ve turuncu renklerini soğuttuğu için atmosfer mavi ve yeşil olarak görünür.
Bir buz devi olan Uranüs tam anlamıyla bir yüzeye sahip değildir. Gezegen daha çok yüzen sıvılardan oluşmaktadır. Yani bir uzay aracı Uranüs’e gitse inebileceği herhangi bir alan bulamaz hatta sıcaklık ve yüksek basınçtan dolayı paramparça olabilir. Uranüs’ün atmosferi çoğunlukla Hidrojen, Helyum ve biraz da amonyak ve sıvıdan oluşmaktadır. Atmosferindeki metan ise kendine özgü mavi rengini verir.
Uranüs’ün yüzey sıcaklığı -224°C ye kadar düşebiliyor. Bu durumda gezegenin bazı bölgelerinin Güneş’in uzak gezegeni olan Neptün’den daha soğuk olmasına neden olur. Uranüs’te rüzgârlar yapılan hesaplamalara göre saatte 900 km. hıza kadar ulaşabilmektedir. Rüzgârlar ekvatorda dönüş yolunun tersine doğru eserken, kutuplara yaklaştıkça dönüş yönünde esmeye başlar. Uranüs’ün atmosferi organizmalar için pek yaşam alanı sağlayamaz. Şiddetli rüzgârlar, soğuk iklimi, atmosferindeki gaz bileşenleri yüksek basınçtan dolayı organizmaların burada yaşam bulması çok zordur.
Kaynak: https://solarsystem.nasa.gov/planets/uranus/overview/
https://www.popmech.ru/science/371852-uran-samaya-strannaya-planeta-solnechnoy-sistemy/
Bu yazılar da ilginizi çekebilir:
Venüs gezegeni hakkında şaşırtıcı bilgiler!!!
Güneş Sisteminin En Büyük Gezegeni: Jüpiter!
Yeşil Büyüme Gezegeni Kurtaramayacak. Peki Neden?