Türkçe Üzerine Notlar

Bugün 13 Mayıs; yani 1277 yılında Karamanoğlu Mehmet Bey’in bir buyrukla Türkçeyi Karamanoğlu Beyliği’nin resmî dili ilan ettiği gün. Bu ilanla birlikte Türkçe ilk kez bir devletin “resmî” dili olmuştur. Bu tarihi olaydan hareketle 13 Mayıs her yıl Türk Dil Bayramı olarak kutlanır.
Türkçe yoksul bir dil midir?
Kesinlikle değildir. Dilbilim, dillerin yoksulluğunu, varsıllığını o dilin sözcük varlığıyla belirlemez. Diller konuşuldukları toplumların gereksinimlerine göre biçimlenir, gelişir. Türkçe de Türklerin yaşantılarına yanıt verecek bir biçimde varlığını sürdürmüştür. Türkçenin unutulmuş ya da eskimiş çok sözcüğü vardır.
Osmanlı zamanında halk Osmanlıca mı konuşuyordu?
İlkin, Osmanlıca da Türkçedir. Sadece Arapça ve Farsçadan çok kelime ve yapı almıştır. Bugün dahi biraz okuyan eden, kelime haznesi zengin olan bir Türkiyeli 18, 19 ve 20. yüzyıllarda konuşulan Osmanlıcayı aşırı zorlanmadan anlayabilir (Latin alfabesine çevrilirse). Ama evet, Osmanlı zamanında Türk uyruğundan olanlar Osmanlıca konuşmuyordu. Türkçe konuşuyordu. Osmanlıca sarayın diliydi. Eğitim bu dilde yapılırdı (Eğitimi bugün gibi düşünmeyin, belli bir zümre eğitim alıyordu).
Dil Devrimi ile gelen sözcüklerin büyük çoğunluğu zaten Anadolulu Türklerin kullandığı sözcüklerdir. Atatürk birçok kişiyi Anadolu’nun dört köşesine gönderip yerel halkın kullandığı kelimeleri derlemekle görevlendirdi (Derlemek kelimesi bu çalışmanın ürünüdür mesela). Derleme Sözlükleri buradan gelir ve tdk.gov.tr adresinde erişime açıktır. Tabii bu dönemde değişen kültür ve zamanın gerektirdiği durum ve kavramların tümünü karşılayan sözcükler bulunamadı. Bunun üzerine Türkçe sözcük köklerinden türetme yoluyla yeni sözcükler bulundu. Bunu yaparken de mevcut yabancı sözcüklerin köklerinden ve kullanımlarından esinlenildiği de oldu.
Arap alfabesiyle Türkçe yazılır mı?
Birincisi, ona alfabe denmiyor. Arap “yazısı” diyebiliriz. Dilbilimde bu tür yazı sistemlerine “ebcet” denir. Gerçek alfabe, dildeki ünlü ve ünsüz bütün seslerin değişmez bir karşılığının olduğu yazaçlardan oluşur. Bu bakımdan dünyanın ilk “gerçek abecesi” Latin alfabesidir. (Gerçi o da Arap, Yunan, İbrani ve Aram yazıları gibi Fenike alfabesinden gelir ama Latin ile Fenike arasında Yunan varken, Arap ile Fenike arasında Aram vardır.)
İkincisi, evet yazılır. Her alfabeyle yazılır. Zira Türkçe bugüne kadar Ermeni’den Çin’e, Kiril’den Orhun’a birçok alfabede yazılmıştır. Türkçe yazılan ilk roman, örneğin, Ermeni alfabesinde yazılmıştır (Boşboğaz Bir Âdem, Hovsep Vartanyan).
Ancak Arap yazısı Türkçe için pek uygun değildir. Sami dilleri ünsüz ses odaklı iken Türkçede bu söz konusu değildir. Türkçede açık e sesini de sayarsanız 9 tane ünlü vardır. Arap dilinde ise ünlüler sadece uzun sesletilirse yazılır ki eski Türkçede var olsa da, Türkiye Türkçesinde uzun ünlü yoktur. Örneğin, Arap yazısında ö, ü, o, u, w seslerini aynı harfle yazarsınız (hatta bazen yabancı sözcüklerde kullanılan v ve f seslerini de). Bunun için bazı Osmanlıca kaynaklarda özel imler kullanıldığını görüyoruz ama bir tutarlılık, devamlılık göremiyoruz. Bugün Uygurlar da Arap yazısıyla yazarlar ve bu seslerin ayırt edilmesi için değişik imler kullanırlar.
Bu durum ünsüzlerde de problem yaratır. Arap yazısı kalın ve ince sesler için iki ayrı harf kullanır: Yani kalem yazarken başka bir k, kefir yazarken başka bir k kullanırsınız (Bugün bazen k harfine ke değil de ka, h harfine he değil de ha dememizin sebebi budur). Bundan hariç Türkçede var olmayan çok sayıda ünsüz içerirken ç, ş, p, g, ğ, j, v sesleri yoktur. Bu durum Türklerin ilk yazısı Orhun alfabesinde de öyleydi bu arada (yani onda da iki tane k, s, b vs. vardır) ama ünlülerin durumu nispeten daha iyiydi (mesela, o ve ö seslerini belirten bir tek harf vardı; o mu yoksa ö mü sesleteceğinizi birlikte kullanılan ince veya kalın ünsüzle anlıyordunuz).
Arap yazısını öğrenmek daha zordur üstelik; zira harfler başta, sonda, ortada olmalarına göre değişik yazılır ve bitiştirilirler (Orhun yazısında yazaçlar bitiştirilmez, kelimeleri ayırmak için iki nokta üst üste kullanılır ve Arap ve Latin yazılarının tersine büyük, küçük, orta, son, baş gibi yazım değişimleri olmaz).
Azerbaycan Türkçesi günümüzde iki alfabeyle yazılır örneğin: İran’daki Azerbaycanlılar Arap (Fars hali) yazısıyla yazarken (ve adı Türkçedir), Kuzey’deki (Cumhuriyet) Azerbaycanlılar Latin alfabesinde yazarlar.
Arap yazısının hepsinden daha güzel göründüğü ve estetik olduğu gerçeğini de belirtelim.