Hamilelikte 1. Hafta
Hamilelikte 1. hafta esasında teknik olarak henüz tam anlamıyla hamile olmadığınız bir süreçtir. Birinci haftada yumurta bırakılır ve kendini dölleyebileceği sperm hücresini bekler. Döllenme ise önünüzdeki 14 gün içerisinde gerçekleşir. Bu süreçte bebekte çok büyük değişimler yaşanmaz. Yaşanan tek değişiklik, yumurtalıkların yumurtalığınızı terk etmesi ve fallop tüplerinize doğru gitmesidir. Bebek isteyen bir kadında gebelik ise adet döneminin bitişinden 2 hafta sonra başlayacaktır.
Kadınların hayatının en heyecan verici ve en mucizevi dönemi, muhakkak ki hamile olduğunu öğrendiği dönemdir. Her hafta başka bir değişimle karşılaşacak, zaman geçtikçe vücudundaki değişimleri görecek olan kadınlar, bu mucizeyi sevdikleriyle birlikte paylaşırlar. Esas değişimi, onlar fark ederler. Her hafta çok değerlidir. Bugün sizlerle o değerli zamanlarınızı paylaşacağım. Sağlıklı bir hamilelik takibi yapabilmeniz için hafta hafta hamilelik takibinden bahsedeceğim. Hadi! Gelin birlikte, hamilelikte 1.hafta nasıl geçer, inceleyelim.
Hamilelikte 1. Hafta Neler Yaşanır?
Hamilelikte 1.hafta sizleri neler bekliyor, bedeninizde nasıl değişimler yaşayacaksınız merak ediyorsunuz. O mucizenin bir an önce gözle görülür bir hal almasını istiyorsunuz, ama önünüzde bunu görebilmek için aşmanız gereken birkaç hafta var. Herşeyden önce hamileliğin her haftasında bilinçli bir anne adayı olmak oldukça önemli. Bebeğiniz için doğru adımlar atmanız gerekiyor. Peki, hamilelikte ilk hafta neler yaşanıyor?
Bebeğiniz karnınızın içinde henüz büyümeden ona sahneyi siz harlayacaksınız. Geçtiğiniz hafta kanınızda dolaşmış olan östrojen ve progestin miktarındaki yükseliş, potansiyel döllenen yumurtaya zemin hazırlamak adına oldukça verimli ve kan bakımından zengin bir duvarla kaplanmak için rahminizi harekete geçirmiş durumda. Bu süreçte yumurtalıklarınızda bulunan folikul olarak adlandırılan sıvı dolu keselerde yumurtalıklar olgunlaşır.
Birinci haftanın başında yumurtlayacak ve yumurtalarınızdan biri folikülünden çıkacak, yumurtalığınızdan ilerleyerek fallop tüplerine ulaşacaktır. Yaklaşan 12-24 saat süresinde, partnerinizin dışarı attığı 250 milyon spermden bir tanesi vajinanız boyunca yüzecek, serviksten geçerek rahminize yerleşecek, ardından fallop tüpüne ulaşarak yumurtaya girmeyi deneyecektir. Eğer bunu başarabilirse yumurta döllenecektir. Bu yolculuk esnasında yaklaşık olarak 400 sperm hayatta kalabilir, sadece bir tanesi yumurtanın zarını delebilir.
Artık önünüzdeki 30 saat süresinde sperm ile yumurtanın hücre çekirdekleri genetik malzemeyi karıştırmak adına birleşecektir. Zira sperm bir Y kromozomu taşıyorsa bebeğinizin cinsiyeti erkek olacaktır. Aksine X kromozomu taşıyorsa, bir kız çocuğuna sahip olacaksınız. Önünüzdeki 3-4 günlük süreçte yumurta kanalından rahme olan yolculukta, döllenen yumurta, diğer adıyla zigot 16 özdeş hücreye bölünecektir. Zigot rahme vardıktan sonra Zigot Marula adını alır. Zigot, 1-2 gün sonra rahminizde meydana gelen katmana yerleşecek ve mucizevi gelişimini burada devam ettirecektir. Bu süreçte gelişen bebeğiniz, bilimsel adıyla ‘’blastosist’’ olarak adlandırılan ufak bir hücre topudur.
Blastosist nedir, diye soracak olursanız embriyoyu oluşturan bir iç hücre kitlesi ve plasentayı oluşturan bir dış hücre kitlesine sahip olan aynı zamanda iç hücre kitlesi amniotik keseyi meydana getirecek sıvıyla dolu bir oyuktur. Dış hücre bebeğinize yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirmesi için oksijen ve besini iletecek ve atıkları bebeğinizden uzak tutacak olan organ yani plasentadır.
Gebeliğin İlk Haftası Anne Adaylarının Yaşadıkları
Hamilelikte 1.hafta nasıl bir döngünün içinde olacağınızı anlattım. Son periyodunuz ise 12 ile 16 gün öncesinden başladı. Şu an yumurtluyor olabilirsiniz ya da yakın zaman da yumurtlayabilirsiniz. Hamilelik esasında 38 hafta sürer. Yumurta ve spermin birleştiği an tam anlamıyla söylenemediği için, doktorlar doğumu son periyodun başlangıcından itibaren 40 hafta sonrası olarak hesaplıyor. Bu sebeple döllenme oluştuğu zaman 2 haftalık hamile sayılırsınız.
Bir kadının bebek sahibi olabilmesi için zamanlamayı doğru hesaplaması oldukça önemlidir. Şansınızın yüksek olmasını istiyorsanız yumurtlamadan öncesi 72 saat ve yumurtladıktan sonraki 24 saat aralığında cinsel ilişkiye girmeniz gerekir. Bu şekilde spermin 72 saatlik ve yumurtanın 24 saatlik ömrünü birbiri ile daha uyumlu duruma getirmiş olacaksınız. Herhangi bir aksaklık yaşamamak adına partnerinizin de zamanını bu sürece uygun olarak ayarlaması önemli.
Partneriniz ile birlikte bu süreçte oldukça stresli olmanız mümkün. Bu durumda hamile kalmanın ortalama ne kadar sürebileceği konusunda fikir sahibi olabilirsiniz. Pek çok çift, defalarca denedikten sonra hamile olduğunu söyleyebiliyor. Hamile olduğunuzu öğrendiniz ve içki, sigara gibi kötü alışkanlıklarınıza devam ediyorsunuz. Bu bebeğinizin sağlığı için oldukça tehlikeli. Vücudunuz bebeğiniz için maksimum derecede sağlıklı bir durumda kalmalı. Bebeğinizin sağlığını tehlikeye atmamak adına, riskleri en aza indirmek için doktorunuza danışmalı ve folik asit, vitamin takviyesine doktor gözetiminde başlamalısınız.
1. Hafta Hamilelik Belirtileri
- Hamilelikte 1. hafta neler olduğunu fark etmeyeceğiniz bir süreç olarak adlandırılır. Çünkü başınıza geleceklerden, vücudunda olan değişimlerden tamamen habersiz kalırsınız.
- Regl döneminin gecikmesi hamilelik belirtilerinin başında gelir.
- Regl döneminiz gecikti, üstüne sık sık idrara çıkıyorsanız hamile olabilirsiniz. Çünkü hamilelik sürecinde vücudunuzdaki kan miktarı artar. Böylelikle böbreklerinizde fazladan oluşan sıvı idrar torbanızda toplanır. Şişkinlik, sırt ağrısı ve kramplar meydana gelebilir. Bu belirtiler hormonsal değişimlerden ve rahmin devamlı büyümesinden kaynaklanmaktadır.
- Halsizlik hamileliğin en net belirtisidir. Hamileliğin ilk haftasında progesteron hormon seviyesi hızla arttığı için kendinizi devamlı uykulu hissedebilirsiniz.
- Bazı kadınlar baş ağrısı şikâyetinden hamileliğin ilk haftasında daha çok yakınır. Baş ağrısının nedeni ise yükselen progesteron hormon seviyesinden kaynaklanır. Baş ağrısı yetersiz su tüketimi ya da kansızlıktan da kaynaklanıyor olabilir.
- Bu süreçte rahme giren hafif kramplar da sizi korkutmamalıdır. Bazı kadınlar, rahim kramplarına benzeyen karın krampları ile karşılaşabilir.
- Bazı zamanlarda küçük bir kan damlası ya da hafif bir kanama hamileliğin belirtilerinden biri olabilir. Yerleşme kanaması olarak da adlandırılan bu olay döllenen yumurtaların henüz döllenmeden 10 veya 14 gün sonra rahme yerleşmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.
- Hormon seviyesinde ve kan üretiminde yaşanan artış burun içindeki mukoza zarının şişmesine ve kurumasına, kolaylıkla kanama yaşanmasına sebebiyet verir. Bu faktörler burnunuzun tıkanmasına ya da burnunuzun daha fazla akmasına kadar gider.
- Kabızlık hamileliğin görülen ilk belirtileri arasındadır. Prejesteron seviyesinde meydana gelen artış, besinlerin bağırsaklardan yavaş bir şekilde geçmesine, bu durum da kabızlığın ortaya çıkmasına neden olur.
- Hamileliğin ilk dönemlerinde yaşanan hormonsal değişimler göğüslerinizi şişirir ve ağrı yapar.
Hamileliğe Psikolojik Olarak Hazırlanmak Önemli
Henüz birinci haftadasınız, net olarak hamile olmasanız dahi bu fikre kendinizi alıştırmanız ve bunun heyecanını yaşamanız oldukça önemli. Yalnızca fiziksel olarak kendinizi hamileliğe hazırlamanız doğru olmayacaktır. Ruhen hamile olduğunuza ve bir cana daha sahip olduğunuza inanmalısınız. Bu süreçten sonra bebeğinizin gelişimi üzerinde nelerin faydalı olabileceğini araştırabilir, düzenli gidebileceğiniz bir spor salonuna yazılabilirsiniz. Hamilelik yoga dersleri bu süreçte sizi rahatlatacak ve sağlıklı olmanıza fayda sağlayacaktır. Şunu asla unutmamalısınız; sağlıklı, dikkatli ve stresten uzak bir hamilelik geçirdiğiniz takdirde, dünyaya sağlıklı ve ruhen mutlu bir bebek getirebilirsiniz. Bunun önündeki tek destekçi ve tek engel siz anne adaylarısınız.
Hamilelikte Uzak Durulması Gereken Durumlar
Hamile olmak isteyen kadınların alkol, uyuşturucu ve sigara gibi kötü alışkanlıklardan mutlaka uzak durması gerekiyor. Bu maddelerin kullanımı doğum sırasında komplikasyonlara neden oluyor. Aynı zamanda solunum yolu problemlerine, düşük kiloya ve bebekte gelişim bozukluğuna yol açıyor.
Hamilelik sürecinde reçeteli ya da reçetesiz olarak kullanılan ilaçların doktor kontrolü altında bırakılması, doktor tavsiyesi ile dozunun azaltılması gerekir. Sebebi ne olursa olsun, ağrı kesici kullanımından uzak durulmalıdır. Nitekim doktor kontrolünün dışında satın alınan reçetesiz ilaçların kullanımı fetüste gelişim bozukluğuna yol açar. Bu durum anne adayının düşük yapmasına dahi yol olabilir.
Hamilelikte 1. Hafta Beslenme Planı
Hamilelikte 1.hafta beslenme planı kadının sağlığını korunması için doktor kontrolünde önerilen listedir. Ana besinleri, mineralleri ve vitaminleri takip eden bir beslenme planı hazırlamak hem annenin hem de bebeğin sağlığı için gerekli. Doğmamış bir çocuğun besinlerle gelişimi sağlanmalıdır. Hamile olmayan bir kadın gün içinde 2100 kaloriye ihtiyaç duyar. Hamile bir kadın ise gün içinde yaklaşık 2500 kaloriye ihtiyaç duymaktadır.
Hamilelik sürecinde dengeli beslenmek istiyorsanız bütün besin gruplarını içeren yiyeceklerden faydalanabilirsiniz. Hangi besin gruplarından bahsediyorum? Gayet tabi Karbonhidrat, protein ve yağlar.
Karbonhidratlar, Proteinler ve Yağlar
Patates, ekmek, mısır, tahıl, makarna ve pirinç hamile kadınların tüketmesinde herhangi bir sakınca olmayan besinler arasında. Yemeklerinizi pişirirken sağlıklı olan yağları tercih etmelisiniz. Yemeklerinizin içine zeytinyağı, kuyrukyağı ve kanola yağı ekleyebilirsiniz. Sert kabuklu yemişler ya da balık da sağlıklı yağ kaynakları arasında sayılıyor. Protein tüketimi için et, bezelye, süt ve süt ürünleri, yumurta ve balık tüketmeniz tavsiye ediliyor.
Kalsiyum
Doğru ve iyi bir beslenme planı için gün içerisinde 4 porsiyon kalsiyum içeren besin tüketimine özen göstermelisiniz. Hamile bir kadın gün içerisinde yaklaşık olarak 1300-1400 mg kalsiyum tüketimi yapmalıdır. Bu ihtiyacınızı karşılamak için günde 2 bardak süt tüketimini yahut 2 kâse yoğurt tüketimi yeterli olabilir.
Lif
Hamile olan kadınların en çok şikâyet ettiği konuların başında kabızlık geliyor. Kabızlığı önlemek istiyorsanız lif açısından yüksek besinler tüketmelisiniz. Hangi besinlerin lif bakımından zengin olduğunu söylemek gerekirse; tam tahıllı ekmek, makarna, tüm meyve ve sebzeler, pirinç lif bakımından oldukça zengin olan besinlerdir. Çok fazla tüketimi halinde kilo yapacağını da unutmamalısınız. Tüm besinleri ayarında tükettiğiniz taktirde vücudunuza fayda sağlayacaktır.
A ve C Vitaminleri
Bebek bekleyen kadınlar, sağlıklı bir çocuk için gün içinde en az bir adet C ve bir adet A vitamini içeren bir besin almalıdır. Balkabağı, ıspanak, havuç, turp, tatlı patates ve turp A vitamini bakımından oldukça zengindir. Portakal, karnabahar, çilek, brokoli, greyfurt, brüksel lahanası ve yeşil biber ise C vitamini içerir. Meyveleri olduğu gibi yiyemiyorsanız , suyunu sıkarak tüketebilirsiniz.
Demir
Demir, hamilelikte olmazsa olmaz ihtiyaçlar arasındadır. Vücuda plasenta için ekstradan kan üretimi sağlayan demir, kepek ekmeği, brokoli, ıspanak ve müsli de bulunur. Hamilelik sürecinde yaşanan bulantılar, tüm faydalı besinleri tüketmenize izin vermeyebilir. Bu durumda sevdiğiniz bir şeyin yanında, tüketmeniz gereken faydalı besinleri de tüketerek, durumun zorluğunu atlatabilirsiniz.
Folik Asit
Bebeğin sinir sistemi açısından oldukça büyük önem taşıyan folik asit ( B9 vitamini ) sinir yolu hastalıklarını önlediği gibi, doğum sırasında yaşanabilecek sorunların da önüne geçer. Hamile bir kadın mutlaka folik asit bakımından zengin olan besinler tüketmelidir. Fasulye, mercimek, yeşil sebzeler, portakal suyu, arpa ve pirinç folik asit bakımından oldukça zengindir.
Hamilelikte 1.hafta başlıklı yazımda, sizlere vücudunuzu tanımanız ve neler yaşayacağınızı bilmeniz açısından araştırmalarım yardımıyla bilgi vermeye çalıştım. Bu süreçte doktorunuzla görüşmeniz, onun yardımı ile bir besin listesi hazırlamanız, hangi sporlardan yararlanmanız gerektiğini öğrenmeniz, vücudunuzda yaşadığınız değişimlerle nasıl baş edebileceğinizi sormanız oldukça önemli ve bebeğiniz için değerlidir. Bebek gelişimi için daha fazlasını yapmanız gerektiğini unutmamalısınız. Dengeli ve sağlıklı beslenmek, ruhsal açıdan sağlıklı kalmak için stresli ve sıkıntılı ortamlardan uzak kalmak, alkol, sigara ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklarınızdan kurtulmak bebeğinize bir borçtur. O sizi, içeride de olsa hissedecek, birkaç aydan sonra siz de onu hissedeceksiniz. O mucizeyi kucağınıza aldığınız zaman “iyi ki ona güzel bakmışım” diyebilmelisiniz.