Genetik Mühendisliği Yeni Bir İnsan Türü Yaratabilir Mi?
Günümüzde genetik mühendisliği sağlık ve teknoloji alanında çok büyük rol oynamaktadır. Özellikle 21. yy da genetik mühendisliği her alanda faaliyet göstermektedir. Mesela hayvanların kopyalanması tıp bilimi açısından paha biçilemez bir öneme sahiptir. (ilk kopyalanan hayvan Dolly adında bir koyundur) Fakat genetik mühendisliği sadece hayvanları kopyalamaktan ibaret değildir, çok daha fazla alanı kapsamaktadır. Özellikle hastalıklarla mücadelede (kanser, AİDS, kalıtımsal hastalıklar), insan hayatının kalitesini arttırmada ve ömrünü uzatmada bugün genetik mühendisliği alanı çok önemli adımlar atmaktadır. Bugün genetik mühendisleri DNA’nın yapısını manipüle etmek koşuluyla hastalıklara karşı insanları daha dirençli bir duruma getirmeye çalışmaktadır. Hatta hastalıkları yenebilmek için genetikleri onarılmış organik canlıların bile kullanılması çalışmaları yapılmaktadır.
Günümüzde kanser gibi pek çok ölümcül hastalıkların tedavisinde genetik mühendisliğinden yararlanılmaktadır. Ayrıca ölümcül virüslerle insanoğlunun baş edebilmesi için onların genetik yapısına doğrudan müdahale edebilecek özel ilaçları yine genetik mühendisliği alanı yapmaktadır. Şu anda insan vücudunda bulunan bazı organlar da genetik mühendisleri tarafından kopyalanabilmektedir. Yani; kulak, burun, mide, karaciğer, kalp gibi organlar günümüzde kopyalanmaktadır. Bu durumun gelecekte çok daha ileri boyutlara gelebileceği tahmin edilmektedir. Bu durumların oluşmasıyla birlikte insanlar felç, körlük, organ yetmezliği, sağırlık vb. problemleri yenebilecektir.
İnsanlardan alınan genetik materyaller sayesinde DNA’nın laboratuvar ortamında çoğaltılmasıyla kaybedilen organ yerine yeni bir organ yapılabilecektir. Örneğin; mide kanseri olan bir insan için mide kopyalaması yapılarak mide hastalığından kurtulması sağlanabilecektir. Çünkü kök hücre yöntemi sayesinde genetik mühendisliği insanlara yeniden mide vb. iç organlar yapabilecektir. Ayrıca ilerleyen yıllarda genetik mühendisliği alanı yaşlılığı durdurma noktasına kadar gidebilecektir. Bu sebeple yaşlanmanın sebebine bakarsak vücuttaki DNA’ların zaman içerisinde yıprandığı tespit edildi ancak genetik mühendisliği sayesinde bu durumun gelecekte ortadan kalkacağı görülmektedir. Belki de 20 – 30 yıl sonra genetik mühendisleri yaşlanmayı tamamen durduracak formüller üretebilecektir. Genetik mühendislerinin DNA’ya müdahaleleri arttıkça insanlar daha uzun ve sağlıklı bir şekilde yaşamına devam edecektir.
GDO ve Genetik Mühendisliği
Son yıllarda ülkemizde ve dünyada GDO. ürünleri çok tartışmalı bir konudur. Sürekli tartışma programlarında veya haberlerde GDO’lu ürünler hakkında bir takım şeyler duymuşsunuzdur. GDO bazı gıdaların uzun ömürlü olması için genetik yapılarının değiştirilmesi ve doğaya karşı daha korunaklı olmaya çalıştırılmalarıyla DNA yapılarının değiştirilmesi işlemlerine denir. Burada genel amaç gıda üretimini arttırmak ve gıda ürünlerinin raf ömrünü de arttırarak insanlara katkı sunmaktır. Genetik mühendisliği günümüzde GDO kodlamasıyla alakalı çok ciddi araştırmalar yapmaktadır. Bugün kullanılan pek çok sanayi şekeri, mısırı GDO’lu ürün kapsamına girmektedir. Bu olayların hepsinin nedeni genleriyle oynanmış tohumlardan meydana gelmektedir.
GDO ürünleri hayvancılık sektöründe de genetik mühendisliği açısından son derecede önemlidir. Çok daha hızlı ve kısa zamanda büyüyen inekler, tavuklar, sığırlar vardır. Bunların hepsinin temelinde genetik mühendisliği alanı vardır. Yani GDO’lu ürünler mevcuttur.
GDO’lu Ürünlerin Riskleri
GDO’lu ürünler aslında insanların çoğalmasıyla birlikte bir ihtiyaç haline gelmiştir. Günümüzde çok fazla GDO’lu ürün kullanılmaktadır. Ancak bu aşırı GDO’lu ürünlerin oluşması sonucunda bir takım yeni hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden bu açıdan baktığımız zaman genetik mühendisliğinin oluşturduğu GDO’lu yiyecekler aslında çok fazla risk barındırmaktadırlar.
Biyolojik Silahlar ve Genetik Mühendisliği
Son yıllarda biyolojik silahlarda da çok fazla artış bulunmaktadır. Bu durumun asıl nedeninde ise yine genetik mühendisliği alanı yatmaktadır. Sıradan hastalıktan oluşan virüsün DNA ve RNA’sıyla oynanması onu son derece ölümcül bir silaha dönüştürebilir. Hatta daha ileri boyutu bir virüsün veya bakterinin sadece belli bir etnik türü (Arap, Türk, Çin, Alman vs) ortadan kaldırabilecek şekliyle kopyalayarak mutasyona uğratılmasıdır. Bu alanda da genetik mühendisliği kullanılmaktadır.
Ayrıca insanlar genleriyle oynanarak bir süper insan-hayvan modülü şeklinde asker olarak da kullanılabilirler. Her tür kimyasal silah ve biyolojik silaha karşı dirençli insanlar, radyasyondan etkilenmeyen insanlar veya yorulduklarında, silahla yaralandıklarında hemen iyileşen insanlar da bu kapsama girmektedir.