Uzun Süreli İlişkilerde Cinsel İstekliliği Nasıl Koruyabilirsiniz?
Cinsel istekliliği artırmanın yolları, cinsel isteği olmayan kadın ne yapmalı, cinsel isteği artıran antidepresanlar, cinsel isteği artıran macun gibi konular daha çok uzun süreli ilişkisi olanlar tarafından merak ediliyor.
Cinsel isteklilik kavramı çoğunlukla “kompleks”, “yanlış anlaşılmaya açık”, ve/veya “zorlayıcı” olarak tanımlanır. Fakat 10’larca yıl süren bilimsel araştırmalardan sonra araştırmacılar uzun süreli ilişkilerde cinsel isteğinizi korumanın yollarını tanımlamakta zorlanmıyorlar.
Bizde farklı araştırma kaynaklarında yer alan bilgilerin sistematik bir derlemesini sizlere paylaşmak istedik. Yapılan araştırmalar cinsel istekliliğin sürdürülmesine yardımcı olan veya engelleyen konuları üç ana başlık altında topluyor (bireysel faktörler, eşler arası faktörler ve toplumsal faktörler).
Bu başlıklar altında yer alan ve çiftlerin cinsel tutkuyu sürdürmelerine yardımcı olmak için belirlenen beş önemli temaya yer vermek istiyoruz.
Cinsel istekliliği artırmanın yolları
1) Beklentiler
Cinselliğe olan ilgimiz doğal olarak yaşamımız ile birlikte hareket eder ve yaşamın akışı içerisinde tecrübelerimizle şekillenir. Bebeklerin hayatımıza girişi, iş kaynaklı stres, para endişeleri veya sevilen birinin kaybı gibi faktörlerin cinsel istekliliğimiz üzerinde derin bir etkisi vardır.
Araştırmacılar hayatımızdaki bu dalgalanmaları normal olarak kabul eden bireylerin cinsel istekliliklerini koruması konusunda daha başarılı olduklarını gözlemlemişler ve bir kaya çarptıklarında bundan çok daha az hasarla kurtulduklarını belirtmekteler. Bu bireyler yaşadıkları tecrübeleri hayatın bir parçası olarak kabullenmiş ve bunları sorun olarak görmek yerine hayatlarına devam etmeyi tercih ederek bu bakış açısının yardımıyla cinsel hayatlarında da istikrarı sağlayabilmişler.
Bunun yanında cinsel isteklilikle ilgili beklentilerin doğru kurgulanması eşler arası arzu farklılıklarına (bir kişinin diğerinden daha fazla istekli olması) dayandığı gözlemlenmiştir. Çiftlerin birbirlerini farklı frekanslarda ve/veya farklı zamanlarda cinsel ilişki isteyebilecekleri olgusunu kabul ederek bu noktada dengeyi yakaladıklarında uzun süreli ilişkilerinde cinsel istekliliklerini sürdürmeleri daha kolay olacaktır.
2) Özerklik
İlişkide aprtnerinize derin bağlılık hissettiğinizde ve bütünleştiğinizde duygularınızı tatmin edersiniz. Fakat bunun olumsuz bir yanı vardır ve zamanla kendinizi görmemeye bailarsınız ve tamamiyle bir çift olarak yaşarsınız.
Cinsel istekliliği ve tutkumuzu sürdürmemiz üzerine yapılan bir dizi çalışmanın sonucunda bireylerin kendilerine özel alan ayırmalarının cinsel istekliiklerini arttırdığı gözlenmiştir. Bu alan bize partnerimizi uzaktan gözlemleyerek daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
Özerklik ayrıca, düşüncelerimizi ve hislerimizi eşimizden bağımsız olarak deneyimlememizi sağlar, kendi duygusal yoğunluğumuzu dinginleşitrmemize ve rahatlamamıza yardımcı olur. İhtiyacımız olduğunda eşimize daha güçlü şekilde duygusal destek vermemize olanak tanır. Bu dinamiğin ilişki doyumu ve dolaylı olarak cinsel isteği artırdığı bilimsel çalışmalardada gözlemlenmiştir.
3) Partnerinize Karşı Duyarlılık
İlişkilerde, genellikle eşimizin ihtiyaçlarının ve isteklerinin farkında olma eğilimindeyiz. Mesela en çok sevdiği akşam yemeğinin patlıcan parmesan olduğunu biliyoruz. Araştırmaya göre fark yaratan faktör bu tarz bilgileri kullanabilme yetimizdir.
Kendimizi eşimizi mutlu etmeye ne kadar motive edersek cinsel istekliliğimizde motivasyonumuzla doğru orantılı olarak hareket edecektir. Kimi zaman kendimizde cinsel istekliliği hissetmesek bile eşimizin istediğini biliyorsak ve yeni bir şeyleri deneyimlemeye hazırsak mutluluğun kapılarını aralamışız demektir.
Önemli olan, motivasyonumuzun ilişkiyi geliştiren bir konu olmasıdır. Kızgın ya da üzgün olma gibi olumsuz sonuçlardan kaçınmak için cinsel ilişki esnasında arzu ve memnuniyetimiz artar.
4) Geniş Bakış Açısı
Geniş bakış açısı büyüme için fırsatları kucaklama kavramıdır. Cinsellik söz konusu olduğunda, bu, yeni deneyimlere açık olmak ve sıradanlığı hayatımızdan çıkarmamız ilişkimizin sağlığı için önem taşır.
Çeşitli çalışmalarda, daha yüksek seviyelerde cinsel isteklilik gösteren çiftlerin, ne kadar küçük olursa olsun, yeni ve farklı bir şey denemek için çaba sarf ettikleri gözlemleniyor. Bu göz korkutucu gelse de, literatürde bildirilen örnekler arasında masum bir şekilde flört etmek ve yatak odanızın dekorunda küçük değişiklikler yapmakta bu değişiklikler arasında yer alabilir.
Fikir, cinsel ilgi alanlarınızı kucaklamak ve partnerinizle birlikte büyümektir. Bu ayrıca cinsel monotonluğu ve rutini önlemeye yardımcı olur.
5) Egalitarianizm
Araştırmalarda, çiftlerin ilişkilerinde eşitlikçilik kavramına daha büyük yer verdiklerinde (yani, ilişkiye eşit olarak katkıda bulundukları zaman), cinsel arzuların da daha yüksek olduğunu gözlenmiştir. Bunun tersine, çiftler daha düşük seviyedeki eşitlikçiliği rapor ettiğinde (yani, bir kişi diğerinden daha fazla katkıda bulunduğunu hissediyorsa veya güç dengesizliği varsa), cinsel isteğin azaldığı görülmüştür.
Eşitlikçilik, her bir işin ve sorumluluğun tam olarak yarı yarıya bölünmüş olduğu anlamına gelmez (yani, ikinizi de bulaşıkları yıkamalısınız, sonra çamaşırları katlayın, sonra da tuvaleti temizleyin). Kendi tarzınızda eşit olarak katkıda bulunmaya odaklanmanız son derece önemlidir. Bu, birisinin aşçı olduğu ve birinin temizlediği anlamına gelebilir. Ya da biri evdeki işlerden sorumludur, diğeri ise ev işleri dışındakilerden. Her iki insanın da güç dengesini ve cinsel arzuyu arttırmak için eşit miktarda çaba sarf ettiklerini hissetmeleri önemlidir.
Uzun süreli ilişkilerde cinsel istek üzerine yapılan onlarca araştırmayı gözden geçirmemize rağmen, sosyal dinamiklerin ve kültürel etkilerin arzularımızı nasıl etkilediği hakkında hala çok az şey bildiğimizi vurgulamakta yarar var.
Bu yazılar da ilginizi çekebilir:
Kadınların ve Erkeklerin Gizli Cinsel Silahı: Kegel Egzersizleri
Bitmeyen Cinsel İstek: Hiperseksüalite