Beynin Çalışma Sistemi Nasıldır? Ruh Var Mıdır?
Beyin son derece karmaşık bir yapıya sahiptir ve halen çalışma prensibinin tamamını sağlıklı şekilde ortaya koyabilmiş değiliz. Bu yazımızda beynin çalışma sistemi üzerine yaptığımız araştırmaları yazdık.
Beynin çalışma sistemi
Beynimizin en önemli ve karmaşık özelliği aslında benlik farkındalığıdır. Yani beynimiz, bizi kontrol eden, düşündüren bir bilinç olduğunun farkındadır ve bu bilincin özelliklerini ortaya koymaya, kendini anlamlandırmaya çalışmaktadır. İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük fark ise burada ortaya çıkmaktadır.
Bilincin oluşumunu anlayabilmek için yani zihnimizin yazılımını anlayabilmek için önce donanımı anlamamız gerekir. Beyin aktivasyonu esnasında hücresel ve biyolojik olarak ne gibi tepkiler verdiğimizi anlamak, donanımımızı anlamamıza yardımcı olacaktır. Bu donanım bilgisi ile de yazılıma yani bilince ulaşmak mümkün olabilmektedir.
Beynimiz, nöronlar ile birbirine gönderdiği sinyaller sayesinde işlevlerimizi yürütmemizi sağlamaktadır. Nöronlar birbirine bağlıdır ve her nöron kendisinden önceki nörondan sinyal alarak onu ulaşması gereken yere iletir. Mesaj ilk nörondan çıkar ve bu mesajın ilk nörondan ‘ateşlenebilmesi’ için aksiyon potansiyeline ulaşması gerekir. Yani nöronun algılayabildiği bir eşik vardır ve o eşiğin üzerine çıkmadan nöronda bir aktivasyon ve mesaj iletimi görülemez. O halde, aksiyon potansiyeline ulaşan nöron mesajın iletimine başlar ve diğer nöron ile olan bağlantısını kullanarak mesajın ulaşması gereken bölgeye en uygun zamanda iletilmesini sağlar. En uygun zaman tabiri ile şundan bahsederiz: eğer kişi ateşe dokunmuşsa ve eli yanacaksa, bu bilginin nöronlar tarafından en hızlı şekilde beyne iletilmesi ve buna tepki oluşturması gerekir. Ancak kolumuza bir sinek konduğunda, iletimin ateşe dokunma bilgisi kadar hızlı gerçekleşmesine gerek yoktur. Beynin bu donanımı, pek çok bilgiyi aktarmasının yanı sıra hafıza, bilinç, düşünce gibi fikirlerin de benliğimizde var olmasını sağlar ve bu da yazılım konusu üzerinde çalışmamızı gerektirir.
Ruh Var Mıdır?
Materyalist bakış açısı ile yaklaşıldığında, insan ile ilgili pek çok sorunun cevapsız kaldığını görürüz. Fiziksel varlığı 1,5-2 kg olan pelte gibi bir madde olan beynimiz, bize algılama, hafıza, bilinç gibi şeyleri sunmaktadır. Peki, ama bilinç neden var ve nerededir? Temel inanış zihnin beyinde olduğu yönündedir fakat bunun için fiziksel bir bulgu görülmemektedir. Bilinç olarak bahsettiğimiz şey, kendi kendinin fakında olma anlamında kullanılmaktadır. Yani dokunma, tat alma, görme gibi duyuları ve düşünceler, anılar gibi pek çok sürecin algılanması ve bu süreçlere göre belirli kararlar alma ya da almama durumunu bilinç olarak kabul ediyoruz.
Bilimsel açıdan baktığımızda, beynin zihin için önemli olduğunu görüyoruz. Çünkü beyinde bir hasar oluştuğunda bilişsel süreçlerde aksamalar ya da bozulmalar ortaya çıkıyor ve bazı zihin felsefecileri bu durumu şu şekilde açıklarlar. İnsanın özü, beden dışına uzanan bir frekanstadır ve bu frekansın bağlantısı beyindir. Bu sebeple bağlantıda bir sorun oluştuğunda, algıda da sorun oluşmaktadır. Günümüz koşullarında, beynin insan ruhu denen daha üst düzey ve fiziksel varlığı olmayan bir duruma hizmet ettiği şeklinde açıklamak çok mantıklı değil ancak bu olasılığı da düşünerek farklı teoriler üretmek, bilinci kavrayış açısından belki de bizlere faydalı bilgiler sunabilir. Bu sebeple, bilime göre insanların daha açık bir bilinç ile ve daha özgür bir düşünce ile hareket etmeleri, benlik farkındalığımızın arıtşı için önemli bir kilit noktadır.
Bu yazılar da ilginizi çekebilir:
Beyin Orgazmı Yaşayacaksınız: ASMR Nedir?